Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Akıcılık, edebiyat alanında cümle ya da metinin kolayca okunabilirliğini ya da dinlerken kulağa hoş gelmesini anlatan bir özelliktir. Metnin takılmadan, kolaylıkla söylenir haline gelmesine akıcılık denir. Diğer bir adı Âheng-i selâsettir.
Okunan metinde akıcı bir dil her zaman tercih sebebidir. Anlam kargaşaları, sık tekrarlanan sözcükler, uzun ve yorucu cümleler her daim akıcılığı engelleyen unsurlardır. Bunlardan arındırılmış ve akıcı bir üslup kazandırılmış bir yazı daha kısa sürede daha hevesle ve keyifle okunur ve genelde kişide devamını okuma isteği uyandırır.
Türk edebiyatında yazılarında ve eserlerinde akıcı üslubu en iyi kullanan yazarlarımız arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Fatih Rıfkı Atay, Sait Faik ve Orhan Kemal’i saymak mümkündür.
•Anlamca açık ve kolay anlaşılan sözcükler seçilmeli.
•Anlatılmak istenen fikri tam olarak yansıtan kelimeler seçilmeli.
•Sözü uzatmak yerine kısa ve öz anlatılmalı.
•Aynı sözcüklerin tekrarından kaçınılmalı.
•Uzun cümlelerin başı ile sonu uyum içinde olmalı.
•Devrik cümleler kullanılabilir. Ancak içinden çıkılmaz, anlaşılması zor cümleler oluşturmamaya dikkat edilmeli.
•Sürekli kısa ya da sürekli uzun cümleler yerine; kısa ve uzun cümlelerin karışık kullanılması yazıya ahenk katar.
Akıcılık yani Aheng-i Selaset yazı içinde sözcüklerin kulağa hoş gelecek şekilde uyumlu düzenlenmesidir. Bir yazıda, sözcüklerin hiçbir engele çarpmadan akıp gitme özelliğine, metnin hiçbir ses pürüzü olmadan söylenir olma haline “akıcılık” denir.
Akıcılık özellikle şiir türü için çok önemlidir. Çünkü şiirin müzik değerinin yüksekliği, şiirin değerliliği ile paralel düşünülür. Şiir bir bakıma sözcükleri, sesleri açısından ölçülü, tartılı söylemektir. Şiirde müzik anlamı güçlendiren, hatta çeşitlendiren, hayali zenginleştiren bir unsurdur. Şiire bestesiz şarkı gözüyle bakılır. Şiir yazarken dikkat edilen en önemli husus, sözcükler sıralanırken sağlanacak uyumdur. Şiirin ruhumuzda koparacağı fırtına kulağımızda başlar.
Şiir kadar olmasa da sözcükler arasındaki uyum düz yazı için de geçerlidir. Düz yazıda konuya uygun bir ses yaratmak akıcılıkla sağlanır. Divan edebiyatında, özellikle sanatlı nesirde buna çok dikkat edilir.
Düz yazıda akıcılık daha çok “seci” denilen iç kafiyelerle sağlanmış, zamanla bazı cümlelerin aruz kalıplarına uygunluğuna, uzunluklarının denk olmasına çalışılmıştır.
‘Bugün edebiyatımızda böyle bir anlayış sürdürülmemekle beraber, nesirde ses güzelliklerini sağlamak için bazı yazarlar, iç kafiyeye yer vermektedirler. Dini metinlerde; dua ve hutbelerde secili anlatım bugün de görülmektedir.
Şiir ve düz yazıda hem akıcılığın sağlanması, hem de bu konuda ölçüyü kaçırmamak için şu hususlara dikkat edilmelidir:
a. Yazıda, sesçe uyumlu sözcükler kullanılmalı,
b. Metin özenerek yazılmalı, bunun için açık anlamlı kolay söylenen sözcükler seçilmeli,
c. Aynı sözcükler sık sık tekrar edilmemeli,
d. Aynı edat ve fiilleri, monotonluk yaratacağı için çok kullanmamalı,
e. Ölçü kaçırılmadan, doğallık bozulmadan iç kafiyelerden faydalanılmalı,
f. Nesnelerin sesleri, -su, rüzgar- doğal ölçüleri içinde, yerine göre tekrar edilmeli,
g. Aliterasyonlardan ve asonanslardan faydalanılmalıdır.
“Alemi Hakk’m bir yinesi bilmek gerek ve ol yinede anı muayene görmek gerek. Cihan bağını anın nemisinden bir nefha bilmek gerek ve on sekiz bin alemi anın vücüdundan bir şemme bilmek gerek.
Oyle olıcak dünya kişiye hoşdâr olur; ucdan uca gül ü gülzar olur. Her deminde büd-ı sabü can kohısun alır. Her nefeste nesim-i seher canan kohısun alır.
Keman gördüğünce kaşların sanır, inci gördüğünce dişlerin sanır. Amber gördükçe zülf-i müşk-bûsın anar, ar’ar gördükçe kadd-i dil cûsun anar. Gül gördükçe güler yüzün fikreder, şeker tattıkça tatlı sözün zikreder.
Tarih: 2016-03-02 01:57:06 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Metinde Akıcılık Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Okunan metinde akıcı bir dil her zaman tercih sebebidir. Anlam kargaşaları, sık tekrarlanan sözcükler, uzun ve yorucu cümleler her daim akıcılığı engelleyen unsurlardır. Bunlardan arındırılmış ve akıcı bir üslup kazandırılmış bir yazı daha kısa sürede daha hevesle ve keyifle okunur ve genelde kişide devamını okuma isteği uyandırır.
Türk edebiyatında yazılarında ve eserlerinde akıcı üslubu en iyi kullanan yazarlarımız arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Fatih Rıfkı Atay, Sait Faik ve Orhan Kemal’i saymak mümkündür.
Yazıda akıcılığı sağlamak için
•Anlamca açık ve kolay anlaşılan sözcükler seçilmeli.
•Anlatılmak istenen fikri tam olarak yansıtan kelimeler seçilmeli.
•Sözü uzatmak yerine kısa ve öz anlatılmalı.
•Aynı sözcüklerin tekrarından kaçınılmalı.
•Uzun cümlelerin başı ile sonu uyum içinde olmalı.
•Devrik cümleler kullanılabilir. Ancak içinden çıkılmaz, anlaşılması zor cümleler oluşturmamaya dikkat edilmeli.
•Sürekli kısa ya da sürekli uzun cümleler yerine; kısa ve uzun cümlelerin karışık kullanılması yazıya ahenk katar.
Aheng-i Selaset
Akıcılık yani Aheng-i Selaset yazı içinde sözcüklerin kulağa hoş gelecek şekilde uyumlu düzenlenmesidir. Bir yazıda, sözcüklerin hiçbir engele çarpmadan akıp gitme özelliğine, metnin hiçbir ses pürüzü olmadan söylenir olma haline “akıcılık” denir.
Akıcılık özellikle şiir türü için çok önemlidir. Çünkü şiirin müzik değerinin yüksekliği, şiirin değerliliği ile paralel düşünülür. Şiir bir bakıma sözcükleri, sesleri açısından ölçülü, tartılı söylemektir. Şiirde müzik anlamı güçlendiren, hatta çeşitlendiren, hayali zenginleştiren bir unsurdur. Şiire bestesiz şarkı gözüyle bakılır. Şiir yazarken dikkat edilen en önemli husus, sözcükler sıralanırken sağlanacak uyumdur. Şiirin ruhumuzda koparacağı fırtına kulağımızda başlar.
Şiir kadar olmasa da sözcükler arasındaki uyum düz yazı için de geçerlidir. Düz yazıda konuya uygun bir ses yaratmak akıcılıkla sağlanır. Divan edebiyatında, özellikle sanatlı nesirde buna çok dikkat edilir.
Düz yazıda akıcılık daha çok “seci” denilen iç kafiyelerle sağlanmış, zamanla bazı cümlelerin aruz kalıplarına uygunluğuna, uzunluklarının denk olmasına çalışılmıştır.
‘Bugün edebiyatımızda böyle bir anlayış sürdürülmemekle beraber, nesirde ses güzelliklerini sağlamak için bazı yazarlar, iç kafiyeye yer vermektedirler. Dini metinlerde; dua ve hutbelerde secili anlatım bugün de görülmektedir.
Şiir ve düz yazıda hem akıcılığın sağlanması, hem de bu konuda ölçüyü kaçırmamak için şu hususlara dikkat edilmelidir:
a. Yazıda, sesçe uyumlu sözcükler kullanılmalı,
b. Metin özenerek yazılmalı, bunun için açık anlamlı kolay söylenen sözcükler seçilmeli,
c. Aynı sözcükler sık sık tekrar edilmemeli,
d. Aynı edat ve fiilleri, monotonluk yaratacağı için çok kullanmamalı,
e. Ölçü kaçırılmadan, doğallık bozulmadan iç kafiyelerden faydalanılmalı,
f. Nesnelerin sesleri, -su, rüzgar- doğal ölçüleri içinde, yerine göre tekrar edilmeli,
g. Aliterasyonlardan ve asonanslardan faydalanılmalıdır.
Akıcılık Örnekleri
Tazarru’nme“Alemi Hakk’m bir yinesi bilmek gerek ve ol yinede anı muayene görmek gerek. Cihan bağını anın nemisinden bir nefha bilmek gerek ve on sekiz bin alemi anın vücüdundan bir şemme bilmek gerek.
Oyle olıcak dünya kişiye hoşdâr olur; ucdan uca gül ü gülzar olur. Her deminde büd-ı sabü can kohısun alır. Her nefeste nesim-i seher canan kohısun alır.
Keman gördüğünce kaşların sanır, inci gördüğünce dişlerin sanır. Amber gördükçe zülf-i müşk-bûsın anar, ar’ar gördükçe kadd-i dil cûsun anar. Gül gördükçe güler yüzün fikreder, şeker tattıkça tatlı sözün zikreder.
Tarih: 2016-03-02 01:57:06 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx